ÇİFTÇİ, ÜRÜNÜNÜN FİYATINDA SÖZ SAHİBİ DEĞİL !

Bir hanım çiftçimiz, röportaj yaptığı gazeteciye, “çiftçi, mahsulünün fiyatında bile söz sahibi değil” diyerek çiftçimizin -ve bu arada kendisinin- ne kadar mağdur olduğunu ifade etmiş. Ağzına sağlık olsun!

Sektöründe söz sahibi olduğu fotoğrafındaki edasından da belli olan bu modern çiftçimizi ekonomi okutan eğitim kurumlarımız derhal kapmalı ve “rekabet ekonomisi ne değildir?” adlı bir derse okutman yapmalıdırlar.

Aslında, çeşitli ürünlerin fiyatlarının yüksekliğine karşı çare olarak “tanzim satışı”, “narh tesbiti”, “fiyat kontrolu” gibi fevkalade etkin önlemler icadedip bunu bugün dahi sürdüren geleneksel belediyecilik anlayışımız, fiyatların “belirlenemeyeceğini”, onların ancak “oluşabileceğini”, monopol kırıcı, üretimi artırıcı önlemlerin dışındaki her türlü müdahalenin daima aynı sonucu (fiyat artışı, çift fiyat ve/ya sahtekarlık) verdiğini henüz idrak edememiştir.

Ancak, yiğidi öldürüp hakkını da vermek gerekir: Geleneksel “taban fiyatı” uygulamasıyla beyni yıkanmış ve rekabet denilen kavram beyinlerinden sökülmüş bulunan tarım ürünü üreticilerimizin, mahsullerinin fiyatlarını kendilerinin belirlemek istemesi gayet doğaldır.

Bu uygulama diğer sektörlerimizde de yaygındır. Örneğin, ücretini kendi belirlemek isteyen belediye işçilerimiz, çöpleri daha ucuza kaldıracak alternatifleri (yani piyasayı) kaba kuvvetle önleyerek serbest piyasa ekonomisi anlayışına yeni boyutlar getirmişlerdir.

“Çiftçimizi, işçimizi, memurumuzu, enflasyondan daha yüksek zamlar vererek koruyacağız” sözlerini eden politikacılarımız, bu çağdışı anlayışın oluşmasında birinci derecede sorumludurlar. Hanım çiftçimizin ise cehaletten başkaca sorumluluğu yoktur.

Yorum Gönder